türk borçlar kanununa göre adi ortaklık

Türk hukukunda adi şirket, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun Onsekizinci Bölümünde “Adi Ortaklık Sözleşmesi” başlığı altında, Kanunun 620 vd. maddelerinde bir sözleşme türü olarak düzenlenmiştir.
Adi ortaklık tanımı TBK m. 620’de “Adi ortaklık sözleşmesi, iki ya da daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir.” şeklinde yapılmıştır.
Kanun’da adi şirket için yapılan bu tanım, bütün şirketler için geçerli olan unsurları kapsaması sebebiyle, yalnız adi şirketin değil, şirket sözleşmesinin genel tanımı olarak kabul edilmektedir.TBK m. 620/2’de belirtildiği üzere “Bir ortaklık, kanunla düzenlenmiş ortaklıkların ayırt edici özelliklerini taşımıyorsa, bu bölüm hükümlerine tabi adi ortaklık sayılır.”.
Adi ortaklık için Kanunda yapılan tanımlarda görüldüğü üzere adi ortaklık sözleşmesi ile sözleşmenin tarafları, diğer bir deyişle adi ortaklığın ortakları, emek veya mallarını bir araya getirerek ortak bir amacı birlikte çaba gösterip gerçekleştirmek için taahhütte bulunurlar.
Bu nedenle adi şirketin öne çıkan unsurları; kişi, sözleşme, sermaye, ortak amaç ve bu ortak amaç için birlikte çaba gösterme şeklinde sayılabilir. Adi ortaklık için yapılacak tanımda bu unsurların hep birlikte yer alması gerekmektedir
Adi ortaklık, ortakların kişiliklerinin ön planda olduğu bir ortaklık tipi olup, ayrı bir tüzel kişiliği yoktur. Adi ortaklığın tüzel kişiliğinin olmamasının sonuçlarından biri ise ortaklar arasında zorunlu dava arkadaşlığının olmasıdır.
Zorunlu dava arkadaşlığında, birden fazla kişinin bir hakla ilgili olarak dava açmalarının söz konusu olduğu durumlarda hepsinin dava açması veya hakla ilgili olarak ilgili kişilerin tümüne karşı davanın açılması durumu söz konusudur.
Üçüncü kişilerin ortaklığa açacakları davalarda ikili ayrıma gidilmektedir.Ortaklığa yönlendirilen talebin konusu eğer tek bir ortak tarafından yerine getirilebilir nitelikteyse müteselsil sorumluluk gereği dava ortaklardan birine, birkaçına veya hepsine karşı yöneltilebilir
Ancak talebin konusu ortakların elbirliğiyle tasarrufta bulanabilecekleri bir edim ise bu durumda davanın tüm ortaklara yöneltilmesi gerekmektedir.
Yargıtay da aynı yönde verdiği bir kararında “Davalılar adi ortaklık şeklinde bir parke fabrikasını işletmektedirler. Dava konusu, para alacağıdır. Davalı ortaklar bu para borcundan dolayı B.K. nun 534 göre müteselsilen sorumludur. Bu sebeple ortaklardan yalnız birisi aleyhine alacak davası açılabileceğinden, bu dava sebebi ile davalılar arasında ihtiyari dava arkadaşlığı vardır.” ifadelerini kullanmıştır.
Ayrıca adi ortaklığın ortakları gerçek kişi olabileceği gibi tüzel kişi de olabilir. TBK m. 12 gereğince herhangi bir şekle tabi olmayan adi ortaklık sözleşmesinin sözlü olarak yapılması da mümkündür. Bu özelliği sebebiyle de adi ortaklık ticari hayatta daha çok ortak girişim projeleri için kurulmaktadır.